Teknolojinin gelişmesiyle şirketlerin ve çalışanların çalışma koşullarının ve günlük çalışma düzenlerinin değiştiği su götürmez bir gerçek. Bir yandan teknolojinin gelişmesi; işlerin daha hızlı yapılması, çalışanlara ulaşılabilirliğin artması bakımından lehimize bir sonuç çıkarıyor. Fakat, araştırmalar dijital dünyanın içinde yaşamanın maalesef çalışanların dikkat dağınıklığına yol açtığını da belirtiyor. Bunun da çalışanların bağlılıklarını sekteye uğrattığını söylüyor. Peki, dijital dünya iş hayatına kattığı bu kadar olumlu gelişmenin yanında çalışanların iş hayatını ve şirketlerdeki çalışma koşullarını nasıl değiştirdi?
Teknolojinin gelişmesi aramıza sadece yeni uygulamalar, iş dünyasında hızlı çözümler katmadı. Zamanın ilerlemesiyle artık iş dünyasında Y Kuşağı da yerini almaya başladı. Şu an şirketlerde aynı anda 4 kuşağın çalışması ise oldukça yaygın.
Her kuşak farklı çalışma etikleri, yetenekleri ve çalışma tercihleriyle bilinir. Y Kuşağının ise teknolojiyle en iç içe olduğu bilinen ve teknolojik gelişmelere en kolay adapte olabilen kuşak olması günümüzde şirketlerdeki Y Kuşağı ve diğer kuşakların arasında beceri anlamında farkın açılmasına neden olabilmektedir. Kuşaklar arasındaki bu farkı ve doğal olarak ortaya çıkabilecek potansiyel kuşak çatışmalarını önlemek ise işverenler için önemli bir yer kaplamakta ve bünyelerinde çalışan her kuşağa hitap edebilecek çözümlere odaklanmaları gerekmektedir.
Dijital dünyanın hayatımıza kattığı en büyük artılardan biri günümüzde iletişim kurmanın oldukça hızlı olması ve iletişim kurmak için kullanılabilecek çok fazla platform ve uygulama olması. Bu kulağa çok güzel gelse de iletişim olanağımızın fazla olması, verimli iletişim kurulduğunun çıkarımını bize sağlamamaktadır. Araştırmalara göre, çalışanların %74’ü çalıştıkları şirket hakkındaki haberleri veya önemli bilgileri kaçırdıklarını veya öğrenemediklerini hissetmektedirler.
İletişim araçlarının tür ve sayı olarak bu kadar fazla olmasının yarattığı başka bir sıkıntı ise doğru iletişim aracını bulmak. Günümüzde Slack, Skype veya Whatsapp en çok kullanılan iletişim araçlarından sadece bazıları. Bu durumda en doğru atılabilecek ise şirketin ihtiyaçlarını, çalışanların ihtiyaçlarını ve tercihlerini belirleyerek doğru olan iletişim aracını seçmek. Araştırmalara göre, çalışanlar şirket içi iletişim için mobil uygulama kullanmanın onları şirketle alakalı haberler hakkında daha hızlı ve daha etkili biçimde bilgilendireceğini hissediyorlar. Bu demek oluyor ki, yeni dijital dünyada iletişim artık sadece masaüstü bilgisayarlarımızda değil çalışanlara daha yakın ve sürekli etkileşim yaratabilecekleri bir konumda.
Teknolojinin gelişmesi ve insanlar arasındaki iletişim ve etkileşimin artması geri bildirimi günümüzde önemli bir araç haline getirdi. Geri bildirim modasının yükselmesinin en büyük kaynağı ise şirketlerin sosyal medyada müşterileriyle bire bir etkileşim kurmaya başlamasıyla oldu.
Şirketlerin müşterileriyle geri bildirime dayalı bu etkileşimi şirket içi iletişime ilham verdi ve artık günümüzde şirket içinde geri bildirimin önemi gittikçe artmaya başladı. Örneğin, geri bildirimler şirketlere Y Kuşağı’nın kariyer ve bireysel anlamda profesyonel gelişimlerine fazlasıyla önem verdiği sonucunu çıkardı. Şirketler ise çalışanları için hazırladıkları stratejileri bu yönde geliştirmeye başladılar.
Geri bildirimin başka bir faydası ise, artık şirketlerin çalışanlarının konsantrasyonlarını ve bağlılıklarını nasıl arttıracakları konusunda daha fazla fikirleri var ve bu sayede ise birbirinden farklı jenerasyonları birbirlerine geri bildirimler sayesinde daha uyumlu hale getirebilmekteler.